Tam bir acemiyim. Bir acemiden beklenecek her türlü hata, dikkatsizlik bende. Çocukluğumdan beri (annem sağolsun) dikiş ile iç içeyim, ancak kendi başıma dikmeye çok yeni başladım. Neyse ki bunca zaman malumat biriktirmişim, yoksa şu an yapabildiklerimi dahi göremeyecektim.
Maymun iştahlı herkesin de anlayacağı gibi sürekli yeni parçalara başlıyorum, baş edemeyince "annem gelince uğraşacaklarım" birikimine yollayıveriyorum. Bir gün, bu işte daha yetkin olunca hepsinin icabına bakacağım inşallah.
Herkes gibi ben de kendime ait olan bir giysiyi kopyalayarak iyi bir sonuç elde edeceğime inandım. Y A N I L M I Ş I M. Yani, bu kaç oldu Hilal?
Baştan başlayalım.
Siyah yünlü, örme bir kumaşım vardı. kazak yapmak istedim, bir kazağımı üstüne koydum, biçtim ve diktim. Öğrendiğim bütün teknikleri de uyguladım. Giydim, fena durmadı... ama. AMA. O omuzlar neydi? her kolumu kaldırdığımda benimle beraber semaya yükselen vatka niteliğinde çıkıntılara nasıl ulaşmıştım?
Düzeltmek için çok uğraştım. Tekrar tekrar söktüm, diktim, daha eğimli bir omuz yaptım. velhasıl istediğim gibi olmadı, yakayı nasıl döneceğimden emin olmadım, ben bu işten yıldım.
Kalıptan çıkardığım elbisenin volanlı kolunu kloş keseyim derken abartmışım. bari büzeyim dedim, bir baktım sabahlığa benzedi. yarın sökeceğim...
Geçmişteki hatalarımdan söz etmek istemiyorum bile. kalıpsız penssiz, üstüme oturmayan kolsuz bluzlar, yakası çevrilememiş tişörtler, ne hayaller ile "pratik kesilmiş" tişört elbiseler ve nice astarlayamama vakası...
Elbisenin volanlı kol takılmadan önceki hali (o kolu henüz fotoğraflamadım):
+ ben bu kumaşı da yanlış biçtiğime inanıyorum (desen bakımından), moralim çok bozuk...
Model Burda 04/2016, 130.
pfft
Thank you for reading
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder